Yaşama pozitif bakabilmeyi öğrenmek mümkün mü? Geleneksel Türk aile yapısı yaşlılara gerekli saygı göstermeyi emreder. Modern yaşam bu önemli sosyal zenginliğimizi her gün tahrip etmektedir. Artık çok daha fazla yaşlı insan yalnız başına veya huzurevlerinde yaşamak zorunda kalıyor. İnsan ömrünün uzaması önümüzdeki yıllarda yaşlı sayısının giderek artacağı ve önlem alınmazsa sorunların giderek büyüyeceği unutulmamalıdır.
Yaşlı kişiler gün görmüş geçirmiş, deneyimli, hiç acelesi olmayan kendisi ile ilgilenilmesini ve zaman ayrılmasını isteyen kişilerdir. Hangi yaşlı kişi kendi deneyimlerinden yararlanılmasını istemez. Elbette onların hem sözlerinin dinlenmesini hem de çevrelerinden ilgi ve şefkat istediklerini unutmamak gerekir.
Sağlıklı ve uzun yaşamak isteyen herkes inançlı bir şekilde ciddi çaba göstermelidir. İşte ancak o zaman bu savaş kazanılabilir. Hayatımızda bir takım değişiklikler yapar ama buna inanarak sarılmazsak başarılı olmamız mümkün değildir.
Anti-aging’de bir yaşam felsefesidir ve burada hekim bu felsefeyi öğreten bir kişi olarak daima yanınızda olacak rehberiniz olmalıdır.
Kuşkusuz mutlu olmak için çevresinden beklentileri olan kişiler bunu elde ederken yakınlarını üzmemelidir. Hem kendimiz için hem de onlar için pozitif düşünmeliyiz. Yabancılara gösterdiğimiz anlayışı yakın sevdiklerimizden esirgememeliyiz.
Polyana hikayesinde olduğu gibi küçük şeylerden sevinmeli, bardağın hep dolu yanını görmeliyiz. Yaşadığımız her dakika için bir yandan şükretmeli, diğer yandan da yarınlar için güzel beklentileri sürdürmeliyiz. Kısaca hayatı sevmeliyiz.